Saraybosna'dan Mostar'a: Bosna-Hersek'te Unutulmaz Bir Yolculuk
- berfinozelsel

- 27 Ara 2024
- 11 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 29 Ara 2024
BOSNA HERSEK GEZİ REHBERİ
Vizesiz Balkan Ülkelerinin içinden, gidince kendinizi hiç yabancı hissetmeyeceğiniz acıklı tarihi ile her sokağını keşfetmek ve uzun savaşlara rağmen yemyeşil doğasına hayran kalacağınız bir ülke. Araba ile çıktığımız Balkan Turumuzda Karadağdan sonraki durağımız Bosna Hersek oldu. Bosna da gezmenizi önereceğim 2 şehir var; ilki tabiki başkenti Sarajevo; diğer adıyla Saraybosna, ikincisi ise yeşilliği ve köprüsüyle aklınızda kalacak olan Mostar.
Bu rehberde sizlerle Bosna-Hersek'in keşfedilmeyi bekleyen güzelliklerini paylaşacağız.
GEZİ REHBERİ: BOSNA-HERSEK

Tarihçesi
Bosna-Hersek, Güneydoğu Avrupa’da konumlanmıştır ve başkenti Saraybosna’dır (Sarajevo).
Ülkede Boşnaklar, Sırplar, Hırvatlar ve diğer etnik gruplar bir arada yaşamaktadır. Bu kültürel çeşitliliğin bir yansıması olarak, ülkede üç resmi dil bulunmaktadır: Boşnakça, Hırvatça ve Sırpça.
Bosna-Hersek’in para birimi ise Bosna-Hersek Markı’dır, halk arasında ise genellikle KM (Konvertibl Mark) olarak adlandırılır.
Bosna-Hersek, Avrupa’nın güneydoğusunda, Balkan Yarımadası’nda yer alan, tarihi ve kültürel açıdan oldukça zengin bir ülkedir. Coğrafi konumu, tarih boyunca çeşitli medeniyetlerin geçiş noktası olmasına neden olmuş ve bu durum ülkenin benzersiz bir kimlik kazanmasına katkı sağlamış. Roma İmparatorluğu’nun bölünmesinden sonra Bizans İmparatorluğu’nun egemenliği altına giren Bosna-Hersek, 12. yüzyılda bağımsız bir krallık olarak varlık göstermiştir.
1463 yılında Osmanlı İmparatorluğu tarafından fethedilen Bosna-Hersek, Osmanlı yönetimi altına girmiştir. Bu dönem, ülke tarihinde önemli bir kırılma noktasıdır. İslamiyet’in yayılması, görkemli mimari yapıların inşası ve çok kültürlü bir toplum yapısının oluşması bu süreçte gerçekleşmiştir. Bosna, Osmanlı’nın Balkanlar’daki stratejik eyaletlerinden biri haline gelmiştir. Ancak, 19. yüzyılda Osmanlı’nın gücünü kaybetmesiyle birlikte, 1878 Berlin Kongresi kararıyla Bosna-Hersek Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun kontrolüne bırakılmıştır.
20. yüzyılın başında ise Bosna-Hersek , dünya tarihini etkileyen önemli bir olaya şahitlik etmiş. 1914 yılında Avusturya Arşidükü Franz Ferdinand’ın Saraybosna’da bir Sırp milliyetçisi tarafından öldürülmesi, I. Dünya Savaşı’nın başlamasına sebep olmuş. Savaş sonrasında Bosna-Hersek, Yugoslavya Krallığı’nın bir parçası olmuş. II. Dünya Savaşı’ndan sonra ise Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti’ne dahil edilmiştir. Ancak, Yugoslavya’nın dağılmasıyla Bosna-Hersek, 1992 yılında bağımsızlığını ilan etmiş ve bağımsızlık ilanının hemen ardından Bosna Savaşı başlamış. 1992-1995 yılları arasında süren bu savaş, Boşnaklar, Sırplar ve Hırvatlar arasında derin etnik çatışmalara sahne olmuş ve tarihe kara bir leke olarak geçmiştir. Savaş sürecinde Srebrenitsa Soykırımı yaşanmış. 1995 yılında imzalanan Dayton Anlaşması ile savaş sona ermiş ve Bosna-Hersek, karmaşık bir yönetim sistemiyle yeniden inşa edilmiştir.
Bosna-Hersek’in günümüzdeki karmaşık yapısını anlamak için, Yugoslavya’nın kuruluş sürecine dönmek gerekir. 1943 yılında Tito önderliğinde kurulan Yugoslavya Federal Cumhuriyeti, farklı dini ve etnik toplulukları bünyesinde barındıran bir devlet olarak, Soğuk Savaş döneminde bağımsız bir dış politika izlemiş. Ancak Tito’nun 1980’de ölümünün ardından, federal sistemdeki dengeler bozulmuş ve milliyetçi hareketler hızla yükselişe geçmiştir.
1990’larda Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte, Yugoslavya’yı oluşturan etnik topluluklar bağımsızlık arayışına girmiştir. Slovenya ve Hırvatistan, bağımsızlıklarını ilan eden ilk ülkeler olmuştur. Bosna-Hersek’te yapılan referandum sonucunda da bağımsızlık kararı çıkmıştır, ancak bu sonuç Sırplar tarafından kabul edilmemiştir. 1992 yılında başlayan iç savaş, 1995 yılında imzalanan Dayton Anlaşması ile sona erene kadar devam etmiştir. Savaş sırasında Bosna-Hersek’te siviller yoğun şekilde hedef alınmış ve Sırp güçleri tarafından toplu katliamlar gerçekleştirilmiş. Birleşmiş Milletler, 1993 yılında Srebrenitsa’yı “güvenli bölge” ilan etmesine rağmen, bu karar yeterince etkili olmamış ve kent Sırp ordusunun kuşatması altına alınmış. Savaş boyunca silah ambargosuyla sınırlanan Boşnaklar, Sırp güçlerinin ağır silahlarına karşı zor şartlarda direnmek zorunda kalmış. "Bosna Kasabı" olarak bilinen Ratko Mladiç’in komutasındaki Sırp ordusu, tüm dünyanın gözleri önünde tarihin en korkunç soykırımlarından birini gerçekleştirmiş. Günlerce işkence gören ve toplama kamplarında alıkonulan Boşnak siviller, ailelerinin ve sevdiklerinin gözleri önünde vahşice öldürülmüş. Srebrenitsa’da çoğu erkek ve çocuk olmak üzere en az sekiz bin Boşnak Müslüman katledilmiş. Tam sayı hâlâ net olarak bilinmiyor.
Bosna’daki savaş suçlarının yargılanması için Boşnaklar, Srebrenitsa Katliamı’ndan çok önce Uluslararası Adalet Divanı’na başvurmuş. Ancak mahkeme, yalnızca soykırımı önlemeye yönelik çağrılar yaparak bir yaptırımda bulunmamış. 2003 yılında yapılan yeni başvuru üzerine, 26 Şubat 2007’de Divan, Srebrenitsa’da yaşananları soykırım olarak kabul edilmiş ancak Sırbistan delil yetersizliğinden doğrudan suçlanmamış. Bu karar, Bosna halkının adalet beklentisini tam olarak karşılamasa da uluslararası alanda soykırımın tanınmasını sağlanmış. Bunun ardından, toplu mezarların bulunması için bir araştırma komisyonu oluşturulmuş.
Bu dönemde, özellikle Srebrenitsa ve çevresinde bir bitki türü yayılmaya başlamış. Artemisia Vulgaris olarak adlandırılan bu bitki, halk arasında "Ölüm Çiçeği" sık duyguğumuz ismiyle 'Lavinia' olarak biliniyor ve genellikle mezarlıklarda yetişiyormuş. Kanla sulanmış bu topraklardaki mineral zenginliği, bu bitki sayısının artmasına neden olmuş.
Artemisia bitkisinin yoğun olarak bulunduğu alanlarda, yalnızca bu bitkiyle beslenen mavi kelebeklerin sayısında da kayda değer bir artış gözlemlenmiş. Bu ekolojik değişim, bilim insanlarının ilgisini çekmiş ve bölgede kazı çalışmaları başlatılmış. İlk olarak bireysel mezarlar ortaya çıkarılmış, ancak kazılar derinleştikçe toplu mezarlar tespit edilmiş. Yerel halk da bu sürece dahil olarak, yaşanan vahşetin izlerini gün yüzüne çıkarmaya katkıda bulunmuş.
1995 Dayton Barış Anlaşması, Bosna Savaşı’nı sona erdirmiş ve ülkenin bugünkü siyasi sistemini oluşturmuştur. Bosna-Hersek, iki ana entite (bölgesel yönetim) ve bir özerk bölgeden oluşan bir federal devlet yapısına sahiptir.
Bosna-Hersek’in yönetim sistemi, federal bir yapıya dayalı olarak çalışır ve devlet, üç etnik grubu (Boşnaklar, Sırplar, Hırvatlar) temsil edecek şekilde düzenlenmiş. Ülkenin yönetim şekli bize epey farklı geldi daha iyi anlaşılması için ; Ülke iki ana entiteye bölünmüş:
Bosna-Hersek Federasyonu (Federacija Bosne i Hercegovine): Nüfusun çoğunluğunu Boşnak ve Hırvatların oluşturduğu bölgelerden meydana gelir.
Sırp Cumhuriyeti (Republika Srpska): Sırp nüfusun çoğunlukta olduğu bölgedir.
Ayrıca ülkenin kuzeydoğusunda yer alan Brčko Bölgesi, her iki entiteye de bağlı olmayan özerk bir statüye sahiptir. Brčko Bölgesi, Dayton Anlaşması kapsamında uluslararası bir hakem kararıyla bu özel statüye kavuşmuştur.
Bosna-Hersek’in yönetim yapısı, geçmişte yaşanan savaşın yarattığı derin bölünmeleri yansıtıyor. Ülke de hâlâ etnik gruplar arasında belirgin siyasi ayrılıklar var şehri gezerken bunu hissedeceksiniz. Ancak uluslararası toplulukların desteğiyle, Bosna-Hersek ekonomik ve siyasi istikrarı sağlama yönünde çaba göstermektedir. Avrupa Birliği ile entegrasyon sürecinde ilerlemeye çalışmakta ve üyelik başvuru süreci devam etmektedir.
Bu karmaşık federal yapı, ülkede barışı korumaya yönelik olsa da, sık sık yönetimde tıkanmalara ve siyasi anlaşmazlıklara yol açmaktadır.
GEZİLECEK YERLER
Bosna-Hersek gezimize rotamız gereği Mostar'dan başladık, çünkü Karadağ'dan yola çıkınca Mostar daha yakın kalıyor, Mostar gezimizi tamamladıktan sonra ülkenin başkenti olan Saraybosna'yı gezdik. Öncelikle başkent Saraybosna da gezilecek yerlerden daha sonrada Mostar'da görülmesi gereken yerlerden bahsedeceğiz.
Bir gün Mostar için; bir tam gün de Saraybosna için ayırdık ve toplam 2 günde bu ülkedeki önemli noktaları gezebildik.
Saraybosna gezinize ilk olarak Baş çarşıdan başlamalısınız, şehrin merkezi ve halkın buluşma noktası olarak geçen Sebil'in de bulunduğu yerdir. İlk gün sırasıyla görebileceğiniz yerler; (bize kısaca gezilecek noktaları söyle tüm yazıyı okumayalım diyorsanız :) buyrun ↓)
Sebil, Milli Kütüphane, Gazi Hğsrev Bey Camii(Begova Dzamija), Kazancılar Sokağı, Bursa Bezistanı, Taşlıhan, Sarı Bezistan, Svrzo House, Saat Kulesi, Katolik Katedrali, Morica Han, Ferhadiye Caddesi, Sonsuz Ateş Anıtı, Latin Köprüsü, Hünkar Camii, İnat kuca evi, At Meydan Parkı, İsa'nın Kutsal Kalbi Katedrali ve Sırp Ortodoks Katedralini gezebilirsiniz. İkinci gününüzü ise Umut Tüneli( ınfo bosnıa tour ile gidilebilir), Kovaci Şehitliği (Kovaci Groblje), Vrelo Bosne Park'ına ayırmalısınız.
Eğer AVM ihtiyacınız olursa Sarajevo City Centre (SCC) gezebilirsiniz.
Baş Çarşı
Şehrin merkezinde çeşitli dükkan ve restoranların bulunduğu bir çarşı. Baş çarşının içinde görmeniz gereken noktalar arasında ilk olarak Osmanlı döneminde yapılan Sebil yer alıyor.
Sebilin etrafındaki sokaklarda antikacılar, hediyelik eşya satan dükkanlar bulacaksınız.

İsa’nın Kutsal Kalbi Katedrali
Saraybosna’nın en büyük Katolik kilisesi Başçarşı yolunda yer alan İsa’nın Kutsal Kalbi Katedralidir ve önünde Papa II. Jean Paul’ün heykeli bulunur.

LATİN KÖPRÜSÜ
Latin Köprüsü (Latinska Ćuprija), Saraybosna’da Miljacka Nehri üzerinde yer alan ve Bosna’nın tarihindeki önemli olaylara tanıklık etmiş bir Osmanlı dönemi köprüsüdür. Köprü, 28 Haziran 1914’te Avusturya Arşidükü Franz Ferdinand ve eşi Sophie’nin bir Sırp milliyetçisi tarafından öldürüldüğü yer olarak da bilinir. Bu olay, I. Dünya Savaşı’nın başlamasına neden olan tarihi bir dönüm noktasıdır. Latin Köprüsü, günümüzde hem tarihi hem de turistik önemiyle Saraybosna’nın simgelerinden biridir.


SONSUZ ATEŞ ANITI
Ferhat Paşa Caddesi ile Mareşal Tito Caddesi’nin kesişiminde yer alan anıt, II. Dünya Savaşı kayıplarını anmak için yapılmıştır. Sürekli yanan ateşi ve kemerinde yazılı Boşnakça yazıtla, Saraybosnalıların kahramanlığına ve şehitlere duyulan minneti simgeler. Ateş, yalnızca Saraybosna kuşatmasında sönmüş olsa da çevredeki caddenin canlılığı anıta ayrı bir ruh katıyor.

Gazi Hüsrev Bey Camii (Gazi Husrev-begova džamija)
Gazi Hüsrev Bey, Saraybosna’da yaptırdığı külliye, kütüphane ve diğer eserlerle şehre önemli bir kültürel miras bırakmıştır. 1531’de inşa edilen Gazi Hüsrev Bey Camii (Bey Camii), Mimar Sinan’a ait olup Osmanlı mimarisinin şehirdeki en dikkat çekici örneklerindendir.

MORİCA HAN
Morica Han, Başçarşı’daki Saraci Caddesi’nde yer alan Osmanlı dönemine ait bir kervansaraydır. Yangın sonrası 17. yüzyılda yeniden yapılan han, açık bir avlu etrafında odalar ve dükkanlarla çevrilidir. Vaktiyle tüccarların 3 gece konakladığı bu tarihi mekan, bugün kahve molası vermek ve Bosna dokumalarını keşfetmek için ideal bir duraktır. Pazar günleri kapalıdır.


Sırp Ortodoks Katedrali
19.yüzyılda inşa edilen Meryem Ana’nın Doğuşu Katedrali, soğan kubbeli bir bazilikadır. Kapalı gibi görünse de ücret ödeyerek içeri girip beş kubbeli yapıyı ve ikonalarını keşfedebilirsiniz.


Ferhat Paşa Caddesi / Ferhadija
Saraybosna'nın en ünlü caddesidir. Restoranlar, kafeler, camiler, kiliseler ve mağazalarıyla İstiklal Caddesi'ni andırır, Caddenin en ilginç noktası Osmanlı'dan Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'na geçişi hissettiğiniz mimari farklılığın aşikar olduğu noktadır, caddenin ortasından bir çizgi çekilmiş gibi sağ tarafı Osmanlı mimarisiyle sol tarafı ise Macar mimarisi ile birbirinden ayrılıyor bu noktayı mutlaka görmelisiniz. Alışveriş yapmak isterseniz, akşam 19:00'dan sonra ve pazar günleri çoğu mağazanın kapalı olduğunu aklınızda tutun.
Umut Tüneli
Bosna Savaşı sırasında Saraybosna yaklaşık olarak 3,5 yıl kuşatma altında kalmış ve Saraybosna'nın dış dünya ile tamamen bağlantısının kesilmesi üzerine, gıda, ilaç ve askeri teçhizat taşıyabilmek ve halkın tahliyesini sağlamak amacıyla 1993 yılında yaklaşık 800 metre uzunluğunda bir tünel kazılmıştır. Tünel, Aliya İzzetbegoviç ve arkadaşlarının öncülüğünde, Birleşmiş Milletler kontrolündeki havalimanına erişim sağlamak için inşa edilmiştir. Tünel Saraybosna'nın güvenli bölge ile bağlantısını sağlıyor böylece yardım için gönderilen erzaklara erişim sağlayabiliyorlardı.
Yalnızca 1 metre genişliğinde ve 160 cm yüksekliğinde olduğu için içinden geçmek oldukça zor. Ancak, savaş yıllarında bu tünel aracılığıyla her gün yaklaşık 1000 kişinin hareket ettiği bilinmektedir.
Bu tünel Kolar ailesine ait evin altından başlar, günümüzde Kolar ailesinin evi ve tünelin bir bölümü müzeye dönüştürülmüştür. Bu müze, ziyaretçilere savaşın zorlu koşullarını ve Boşnak halkının direnme çabalarını anlamak için etkileyici bir deneyim sunuyor. Savaşın izlerini yakından görmek isteyenlere, bu hüzünlü ama bir o kadar da tarihî mekanı ziyaret etmeleri önerilir. Tüneli rehberle birlikte gezebilirsiniz, tünelde yürürken o dönemde yaşanan acıları ve zorlukları az dahi olsa hissedeceksiniz.

Ilıca (Ilidža) – Vrelo Bosne
Saraybosna’nın Ilıca bölgesinde, Başçarşı’ya yaklaşık 10 km mesafede bulunan Vrelo Bosne, Bosna Nehri’nin kaynağını barındıran şehrin en huzurlu parklarından biridir. Buraya araçla ulaşabileceğiniz gibi, tramvay ve taksi seçeneklerini de değerlendirebilirsiniz.
Park, ağaçlarla çevrili Velika Aleja yolu boyunca yürüyüş yapmak, bisiklet sürmek veya faytonla dolaşmak için harika bir ortam sunar. Doğanın tadını çıkarırken Boşnak Kahvesi içerek dinlenebilirsiniz. Parka girişin ücretli olduğunu ve yanınızda nakit KM bulundurmanız gerektiğini unutmayın. Ayrıca, parkın Umut Tüneli’ne yakınlığı, her iki yeri aynı gün ziyaret etmeyi kolaylaştırır.


Kovaci Şehitliği (Kovaci Groblje)
Kovaçi Şehitliği, Saraybosna kuşatması şehitlerinin mezarlığı olarak bilinir ve bir kenarında Osmanlı döneminden kalma mezarlık bulunur. Aliya İzzetbegoviç’in anıt mezarı da burada yer alır. Şehitliğin üst kısmında Aliya İzzetbegoviç’e adanmış bir müze bulunur.
Bu şehitlikten tepeye doğru tırmanmaya devam edildiğinde ilk olarak Sarı Tabya karşımıza çıkıyor gün batımında Saraybosna manzarasını izleyebilirsiniz. Buradan daha da yüksekte bulunan Beyaz tabya danda şehrin panoramik manzarasını izleyebilirsiniz ancak vaktiniz yoksa bu noktalara öncelik vermenize gerek yok bizce.

''Saraybosna Gülleri'' ; saçılmış gül yapraklarına benzeyen bu lekelere halkın verdiği isimdir. Bosna-Hersek’teki iç savaş sırasında atılan bombalar ülkenin her köşesinde kalıcı izler bırakmıştır. Saraybosna sokaklarında görülen ve çiçek şeklini andıran bu kırmızı lekeler, bombaların bıraktığı izlerin kırmızı reçine ile doldurulmuş halidir. Şehir halkı, savaşın acı hatıralarını canlı tutmak ve unutmamak amacıyla bu izlerin silinmemesini tercih etmiştir.
Ayrıca şehri gezerken yıkık eski ve bomba kurşun izlerini taşıyan binalar göreceksiniz şehir halkı yaşananların unutulmaması için bu binaların restore edilmesini de istemiyor.
MOSTAR
Mostar, Osmanlı ve Hırvat mimarisinin harmanlandığı sokakları ve yemyeşil dağlarıyla Bosna-Hersek’in en turistik noktalarından biridir. 1468’de Osmanlı egemenliğine girdikten sonra hızla gelişen şehirde, Hristiyanlar ve Müslümanlar birlikte yaşamaya başlamış. Mostarı, birkaç saatte gezebilirsiniz, yakındaki Kravitse Şelaleleri de bu rotaya eklenebilir.
Saraybosna ile Mostar arası 125 km olup, yolculuk yaklaşık iki buçuk saat sürmektedir. Saraybosna’dan Mostar’a, Zeljenica Stanica İstasyonu’ndan hareket eden otobüsler veya trenlerle ulaşabilirsiniz.
Aracınızla çıktıysanız veya araba kiraladıysanız Mostar-Saraybosna arasındaki yolu mutlaka deneyimlemelisiniz yemyeşil hayran olacağınız yollardan geçeceksiniz. Aynı şekilde tren ile yolculuk ettiğinizdede çok güzel yollardan geçildiği söyleniyor biz deneyimleyemedik ama tavsiye ederim.
Mostar’ın Osmanlı döneminden kalma Eski Şehir (Old Town) bölümü hala çarşı özelliğini sürdürüyor. Bu nostaljik sokaklarda zaman geçirmek de Saraybosna’nın Baş Çarşı’sı kadar keyifli. Buradan da çeşitli yöresel hediyelikler almanız mümkün. Eğri köprü, İspanyol meydanı, Müslüm Bey Konağı, Biscevica Evi şehirde ziyaret edebileceğiniz diğer Osmanlı eserlerindendir. Karagöz Bey Camii de Osmanlı eserlerinden olan ,Mimar Sinan tarafından yapılmış bir camiidir.
Mostar'ı gezdikten sonra vaktiniz varsa , Mostar- Blagaj (Alperenler tekkesi) -Pocitel şeklinde bir rota oluşturabilirsiniz. Konjıc kasabası da buraya 1 saat uzaklıkta orayı da gezebilirsiniz.
Mostar Köprüsü (Stari Most)
Mostar’ın simgesi olan Stari Most (Eski Köprü), Neretva Nehri’nin iki yakasını birleştiren ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan önemli bir yapıdır. Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle, Mimar Sinan’ın öğrencisi Mimarbaşı Hayrettin tarafından 1566 yılında inşa edilen köprü, savaş sırasında 1993’te Hırvat güçleri tarafından yıkılmış, 2004 yılında aslına uygun bir şekilde yeniden yapılmış. Yeniden inşa sürecinde, Neretva Nehri’nden çıkarılan eski köprü parçaları ve yerel taşlar kullanılarak yapı tamamlanmıştır.
Köprü, doğusunda yaşayan Boşnaklar ve batısında yaşayan Hırvatları birbirine bağlamasıyla sembolik bir önem taşır. Mostar’da geleneksel olarak şehrin erkekleri, cesaretlerini kanıtlamak ve nişanlılarına kendilerini göstermek amacıyla 28 metre yükseklikteki köprüden Neretva Nehri’nin soğuk sularına atlarmış. Hatta geçmişte, köprüden atlamayan erkeklere kız verilmediği söylenir. Günümüzde bu gelenek, profesyonel dalgıçlar tarafından turistik gösteriler şeklinde sürdürülmektedir.
Mostar Köprüsü’nü ziyaret ettiğinizde, köprünün üzerinden geçmek ve farklı açılardan fotoğraflar çekmek için belirli noktalardan manzaranın tadını çıkarabilirsiniz. Bu tarihi yapı, yalnızca estetik güzelliğiyle değil, aynı zamanda taşıdığı kültürel ve tarihsel anlamıyla da büyüleyicidir.


Ne Yemeliyiz?
Bosna'ya gittiyseniz mutlaka ama mutlaka denemeniz gereken iki ürün var biri cevapi (köfte) diğeri ise boşnak böreği. Bunları yemeden dönmemelisiniz.
Size kısa ve öz önerilerde bulunacağım ; boşnak böreği için ''SAC börekçisi '', Köfte içinde bir çok blogda Divan restoran öneriliyor ancak biz rezervasyon yaptırmayı unuttuğumuz için orada yer bulamadık. Bizim denediğimiz yer Ćevabdžinica Željo-2 , biz çok beğendik burayıda alternatif olarak deneyebilirsiniz.
Başçarşı’daki en popüler cevapi dükkanı Zeljo, 1968 yılında kurulmuş ve üç şubesi var. İsmi, Bosna'nın köklü futbol takımlarından Zeljeznicar'dan alınıyor. Dükkanın sahipleri, futbol takımlarına olan bağlılıklarından esinlenerek bu ismi seçmiş. Cevapiler 5'li, 10'lu ve 15'li porsiyonlarla sipariş edilebiliyor. En iyisinin Zeljo-2 olduğunu düşünüyoruz. Boşnakların da yeme usulü olan kaymak (bizdeki yoğurt kaymağına benziyor) ile yemeyi de denemelisiniz, lezzetli.
Klasik Boşnak böreği kıymalıymış, siparişinizi “börek” olarak verdiğinizde 1 porsiyon kıymalı börek ile karşılaşırsınız. Patatesli, peynirli, kabaklı börek gibi farklı börek çeşitlerini de tadabilirsiniz, bizce yine de en güzeli klasik Boşnak Böreği.
Yerlilerin böreklerini soslu istediğini göreceksiniz, burada sostan kastedilense böreğin üzerine dökülen yoğurt. Börekler yoğurtla servis ediliyor ve yoğurtlu klasik Boşnak böreği tercih edilmesi öneriliyor.“Kıymalı soslu börek, ve çay” şeklinde siparişinizi verin. İki kişi için bir börek yeterli oluyor ancak birini soslu birinide sossuz deneyebilirsiniz. Yani burada sos diyince yoğut geliyor , kaymak diyince de yoğut :)
Saraybosna yeme-içme rehberi için gitmeden önce; 'Ayak Üstü Lezzetler' youtube hesabını incelemenizi öneririm.

Boşnaklar, Osmanlı’dan miras aldıkları kahve geleneğini günümüzde de özenle yaşatıyorlar. Kültürlerimiz o kadar iç içe geçmiş ki Boşnak kahvesi, bazen Türk kahvesi olarak da anılıyor ve bakır cezvede, kişiye özel olarak ağır ağır pişiriliyor. Genellikle lokum eşliğinde sundukları bu kahve, pişirme sırasında şeker eklenmemesiyle Türk kahvesinden ayrılır. Bakır tepsi, cezve ve kulpsuz ince fincan ile servis edilen kahve, Boşnak kültüründe önemli bir yere sahiptir. Baş Çarşı’da, geleneksel bakır işçiliğiyle üretilmiş kahve setlerini bulabilirsiniz. Bu setleri hediye olarak sevdiklerinize alabilirsiniz.
Kahve için özellikle Başçarşı da bulununan 'CEJF COFFE' öneririm iç dekorasyonu ile de ilginizi çekecek.

Nerede Konaklamalıyım? - Bosna
Bosna-Hersek'te konaklamak için Saraybosna, Mostar, Banja Luka, ve Tuzla gibi şehirlerde oteller, pansiyonlar ve butik konaklama seçenekleri bulabilirsiniz.
Saraybosna da konaklamak için en iyi nokta Başçarşı olabilir , şehrin merkezi ve her noktaya yakın olduğu için buradaki airbnb veya otel seçeneklerini araştırabilirsiniz.
Nasıl Gidilir? - Ulaşım
Bosna-Hersek’e ulaşım hem Türkiye’den hem de Avrupa’nın farklı noktalarından oldukça kolaydır. Türkiye’den Saraybosna’ya direkt uçuşlar bulunurken, Avrupa’nın birçok şehrinden de uçak veya otobüsle ulaşım mümkündür. Ülke içinde ise otobüs ve tren, en sık kullanılan toplu taşıma araçlarıdır. Gelişmiş otobüs ağı, hemen hemen her şehir ve kasabayı birbirine bağlarken, trenler özellikle Saraybosna – Mostar rotasında etkileyici manzaralar sunar.
Saraybosna ile Mostar arasında trenle seyahat edenler, sabah ve akşam olmak üzere iki seferden faydalanabilir. Saraybosna’dan trenler 07:15 ve 18:18’de, Mostar’dan ise 07:06 ve 17:05’te hareket etmektedir. Yaklaşık 2,5 saat süren bu yolculuk sırasında Neretva Nehri ve çevresindeki yemyeşil dağlarla bezeli etkileyici manzaraların keyfini çıkarabilirsiniz. Yolculuk sırasında manzara açısından giderken sol tarafta, dönerken ise sağ tarafta oturmanızı tavsiye ediyorlar. Tren biletleri yalnızca istasyonlardan alınabilmekte olup online rezervasyon veya satın alma seçenekleri bulunmamakta. Mostar Tren Garı’na vardığınızda, gardan çıkar çıkmaz sola dönerek nehre paralel bir yürüyüşle yaklaşık 15 dakika içinde Mostar Köprüsü’ne ulaşabilirsiniz.
Otobüslerle ulaşım da oldukça popüler ve birçok şehir arasında sık seferler düzenlenir. Ayrıca, ülke genelinde yolların manzaralı olması, otobüs yolculuklarını keyifli bir deneyim haline getiriyor. Taksiyle ulaşım ise nispeten uygun fiyatlı, özellikle büyük şehirlerde yürüyüş ve bisiklet kiralama da alternatif seçenekleriniz olabilir. Bosna-Hersek, ulaşım çeşitliliği sayesinde hem büyük şehirleri hem de doğal güzellikleri rahatça keşfetme imkanı sunmaktadır.
Kiralık araç veya kendi taşıtınız var ise , şehir içinde sıkıntı yaşamadan gezebilirsiniz özellikle Başçarşı gibi merkezi noktaları gezerken arabayı koymanız için otopark önerisindede bulunalım; Milli kütüphane - Belediyebinası olarak geçen Vijecnica Belediye Binasının hemen karşısında bizdeki ispark gibi kocaman bir otopark bulunuyor, aracınızı oraya bırakarak şehri rahatça keşfedebilirsiniz.
Ne Zaman Gidilmeli?
Bosna-Hersek'i ziyaret etmek için en iyi zamanlar ilkbahar (Nisan-Mayıs) ve sonbahar (Eylül-Ekim) aylarıdır. Bu dönemlerde hava şartları daha uygun ve turist yoğunluğu daha azdır. Resmi tatillerimizde vizesiz ve uygun bir lokasyon olması nedeniyle ciddi turist yoğunluğu ile karşılaşabilirsiniz. Daha sakin bir gezi planlıyorsanız mümkünse resmi tailler dışında gelmeyi tercih edin.
Öneriler
Akşam yemeğiniz için gideceğiniz restorana mutlaka önceden rezervasyon yaptırın sonradan yer bulmanız mümkün değil. (Özellikle Divan restoran için)
Şehirler arası seyahatlerde otobüs ve tren rezervasyonlarını önceden yapmanız tavsiye ediyoruz. Mostar-Saraybosna arası tren yolculuğu popülerleşmeye başladı.
Cebinizde nakit KM mutlaka taşıyın. diğer balkan ülkeleri gibi euro kabul etmiyorlar.
https://www.sarajevowalkingtours.com/ adresinden rezervasyon yaparak “Free Walking Tours Sarajevo” ile Saraybosna merkezinde bir yerli eşliğinde tarihi, kültürü hakkında fikir sahibi olarak gezmeniz mümkün.
Bu rehber, Bosna-Hersek'i ziyaret etmeyi düşünenler için faydalı bilgiler içermektedir.



Yorumlar